Türk ticaret hayatı, baştan aşağıya yenileniyor. Bunun perakendeye yansımaları olacaktır. Sektör ne kadar biliyor ama ben kanunu yeni yeni anlamaya çalışıyorum. Bu sayımızda bu konuyu masaya yatırdık. Sektör temsilcilerinin, STK’ların, şirket temsilcilerinin görüşlerini aldık.
Aras: Uluslararası standartlarda KOBİ bilinci oluşacak
“BUSİAD’ın ev sahipliğinde gerçekleştirdiği yeni TTK’nu (Türk Ticaret Kanunu) tanıtım konferansını, Adalet Bakanlığı TTK Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Ünal Tekinalp sundu. Tekinalp, yeni yasa temeline harç koyanlardan biri. Can kulağı ile dinlediğim ve anladığım şeyleri siz değerli okuyucularım ile paylaşmaya çalışacağım.
Zira basında sürekli takip ediyor fakat mantığının ne olduğu anlamıyordum. Tekinalp konunun ana felsefesini 3 maddede anlattı. Konuyu bir sanayicinin gözünden anlatmaya çalışacağım.
1-Yeni TTK Kanunu sadece halka açık 580 A.Ş. için yapılmadığını, şirketlerin halka açılabilmesi, tabandan başlatılması ana felsefenin birinci maddesi olarak değerlendirdi.
2-Şirketlerde iki önemli konu; a) sınırsız sorumlu, b) sınırlı sorumluluk. Burada özellikle limited şirketleri sınırsız sorumlu şirketler bütün yükü sırtında taşıyor. Bir yatırımcı sırtında bulunan sınırsız bir yükle verimli olamaz ilkesini esas alıyoruz. Dolayısı ile AB Ligi müktesabatına uygun sınırlı sorumlu ve de, tek kişilik A.Ş. ve limited şirketler kurulabilecek. Bunlar yapılırken şeffaflık modeli ilkeleri olacak. Bankalar bilanço esasına göre kredi verecekler. Bunun içinde şirket defterleri (denetim sistemi şirketlerin organı olmaktan çıkartılarak) denetim şirketlerine verilerek bankaların veya Türk şirketlerinin dış ülkelere olan güveni sağlanmış olacak. Kefil ve kefaletle ana, baba, arkadaş imzası riskleri ortadan kalkacak. Türkiye Basell 1’den sonra 2 ve 3 uygulaması hayata geçecek.
(Basell 1 kurumların öz varlıkları. Basell 2. bilançolarda şeffaflık esası. Basell 3 ise şirketlerin yönetim akışlarının gerçekliğinin ana temaları olarak belirtiliyor.)
Türkiye AB Ligi başta olmak üzere bütün dünya ile aynı dili konuşacak ve eski sistem komik defter tutma metodu ortadan kalkacak. Bundan dolayı uluslararası standartlarda KOBİ bilinici oluşacak. Şirketlerin ve KOBİ’lerin yurtdışı kredilendirmeleri daha uzun vadeli, az faizli ve yüksek oranda olabilecek. Şeffaflık modeli ve güvenilir denetim sistemi ile alacaklı yeni TTK’nın da korunabilecek. 2.ana felsefe bu.
3-Mevzuattan arındırılmış tek kişilik şirketler ile birçok konuda yatırımcıların önü açılacak. Yani 1 ortak ve 1 yönetim kurulu ile sınırlı sorumlu bir şirket kurabilecek. Ayrıca özel hayatın mal varlığı ile ticari hayatın mal varlığı bir birinden ayrılacak. Şirketlerin şeffaflığı, nasıl yönetildiği ve sermayesi ve yedek akçesinin yanında, Türk toplumu ticarette de bilgi toplumu olma ve bilgiye kolay ulaşma yolu açılarak yine AB Ligi müktesabatı gereği internet siteleri açarak a) bilanço ve yönetim kurulu üyeleri ve maaşları; b) şirketin pay sahiplerinin bilmesi gereken duyurular ve bilgiler; c) halka açık iseniz ihtiyaç duyulan bilgiler herkese açık olacak. Yeni TTK’nın felsefik özü böyle.”
İTO: 6 konu gözden geçirilmeli
Başkan Yalçıntaş, 55 yıldır uygulamada bulunan mevcut TTK’nın baştan aşağı değişmesinden memnuniyet duyduklarını belirtti. Yalçıntaş, “Yeni Ticaret Kanunu, şeffaflık, sınırlı sorumluluk, güvenilir bilgiye ulaşmak gibi ilkelerle yeniden donanıyor. İTO ve İstanbul iş alemi olarak bundan son derece memnunuz. Ama gözden geçirilmesi gereken belirli noktalar var. Biz de gerekli çalışmaları yapıyoruz ve bu hususlarla ilgili Bakanlığımız ile görüş alışverişi içindeyiz” dedi.
İTO’nun önerileri
1- Yeni TTK’nın 397’nci maddesi ile, ölçeğine bakılmaksızın tüm sermaye şirketlerine bağımsız dış denetim getiriliyor. Oysa dış denetimde şirket ölçeklerine göre sınıflandırma yapılmalı ve kademeli geçiş öngörülmeli. Çünkü, bu husus özellikle KOBİ’ler için önemli bir bir gider kalemi oluşturacak.
2- 395’inci maddede şirket ile ortakları arasında borç doğuran işlemler yasaklanıyor. Bu düzenleme, hem KOBİ ölçeğindeki aile şirketleri, hem de tek ortaklı sermaye şirketleri için sorun getirebilir. Borçlanmada limit öngörülmeli. Borçlanma yasağı, limitleri şirketlerin büyüklüklerine göre belirlenmeli.
3- Şirketlere getirilen internet sitesi kurma zorunluluğu da sıkıntı yaratacak. Bu konuda getirilen hapis cezasında şirket ölçeklerine göre sınıflandırma yapılmalı ve yayınlanacak bilgiler, ticari ve kişisel sır kriterleri dikkate alınarak düzenlenmeli. Ayrıca ticari defterlerin dahi elektronik ortamda tutulabildiği düşünüldüğünde, internet sitesinde yayınlanan bilgilerin noter onaylı bir deftere basılması zorunluluğu da kaldırılmalı.
4- 39’uncu maddede, tacirin kullandığı her belgede, şirketin sermayesi ve yetkililerinin kimlik bilgilerinin açıkça gösterilmesi şartı getiriliyor. Burada belge kavramı açıklanmalı ve belge üzerinde gösterilmesi istenen bilgiler sınırlandırılmalı.
5- Tüm şirketler için internet sitesi kurma zorunluluğunu öngören TTK’nın 1524’üncü maddesinin 6’ncı fıkrasında, “Yönlendirilmiş mesajların basılı şekilleri, 82’nci madde uyarınca saklanır” deniliyor. Buna göre, şirketin internet sitesinde yer alacak bilgiler metin haline getirilip, şirket yönetimi tarafından tarih ve saati gösterilerek noterlikçe onaylatılmak zorunda. Ardından da bir deftere sıra numarasıyla yazılacak ya da yapıştırılmalı. İnternet sitesinde yayımlanan bu bilgilerde bir değişiklik yapılırsa, bu işlemler tekrarlanacak.
6- Yeni yasada bir başka eksiklik ise 33’üncü maddedeki sicil memurluklarına tanınan idari para cezası verme yetkisi.
Bu düzenleme, Odalar bünyesinde faaliyet gösteren Sicil Müdürlüklerini ilgilendiren bir konu. Bu uygulama Sicil Müdürlüğü ile mükellefleri karşı karşıya getirecektir. İşi yapan kişi ile cezayı veren kişinin aynı olmasının sakıncalı olduğu kanaatindeyiz. Bu konuda ceza verme yetkisi Asliye Ticaret Mahkemeleri’nde kalmalı.
Kazan: Unlu mamul sektöründe yeni bir sayfa açıldı
“Bugün 3 Temmuz Salı. ekonomide yeni bir sayfa! Türk ticari yaşamına hayırlı olsun. Bugün Türkiye’deki insanlar farklı yaşama başladı. Öncelikle 1 Temmuz genelgesi ile ekmekte daha hijyenik, daha estetik ve insan sağlığı için daha iyi bir başlangıç yapıldı.
Ülkemiz insanının vazgeçemeyeceği bir gıda maddesi olan ekmekte tuz oranı azaltıldı, beyaz unun yerine lif oranı yüksek un kullanılmaya başlandı. Bu arada, ekmek üretimi ve satıcı aşamalarında hijyenik anlamda çağdaş yenilikler yapıldı. Yani unlu mamul sektöründe yeni bir şayfa açıldı.
50 yılı aşkın bir süredir uygulamada olan Türk Ticaret Kanunu, yapılan son dakika değişikliklerin sonrasında yürürlüğe girdi.
Yeni TTK, ekonomi ve iş dünyası için önemli değişimleri içeriyor. Eleştiriler üzerine toplam 84 maddesi son l haftada değiştirilen yeni TTK’nın işleyişi sırasında da bazı değişimler yapılabileceği iddia ediliyor. Yeni TTK ile yolcunun hakları korunurken, kamyon arkası yazılarına da son verilecek. Borçlar Kanunu yıllarca kullanıldıktan sonra tamamen yenilendi. Borçlar Kanunu ile işçi-işveren ilişkilerinden, ev sahibi - kiracı ilişkilerine dek geniş bir alanda günümüz koşullarına uygun değişiklikler hayata geçirildi.
1 Temmuz itibariyle yürürlüğe giren kanunun en önemli maddelerinden biri de kefil olmaya kalkan birine eşin karşı çıktığı durumlarda kefaletin gerçekleşemeyeceği gerçeği.
Bu durumun bazı boşanmalara bile yol açabileceği konuşulurken, yeni Borçlar Kanunu nun tek yanlı sözleşmelere karşı bireylen daha fazla koruyacağı da ortaya çıktı.
KOBİ’lerin işi artık biraz daha zor. Türk Bankacılık sektöründe I Temmuz itibariyle hayata geçen Basel 2 kriterleri ile bankalardan kredi almak da vermek de zorlaştırıldı. Yani KOBİ’ler artık kredi bulmak için kılı kırk yaracaklar.”
Bakan Yazıcı: ‘Yeni TTK müteşebbislerin rekabet gücünü arttıracak
Şirket ortağının, şirketten borç alabilmesine kriter getirdiklerini hatırlatan Yazıcı, şunları kaydetti:
“Ortak, şirkete taahhüt ettiği ve vadesi gelmiş sermaye borcu olmamak kaydıyla borç alabilir. Şirkete taahhüt ettiği sermaye borcu varsa, o zaman alamıyor. Şirketlerin hangi denetim, bağımsız denetim kurulu ya da bağımsız denetçi tarafından denetleneceğine ilişkin husus şirketlerin sermaye yapıları, büyüklükleri dikkate alınmak suretiyle yapılacak.
Küçük işletmeler şeklinde belirleme yetkisi de Bakanlar Kuruluna veriliyor. Bu alanın dinamik olması lazım. Gerektiğinde bu alan daralırken, gerektiğinde genişleyecek.
Ticari hayatın akışına göre esnek olması gerektiğini düşünüp, o belirlemeyi de Bakanlar Kurulu yapacak. İnternet sitesi kurma yükümlülüğü de bağımsız denetime tabi olacak şekiller açısından uygulanacak. Bağımsız denetim kategorisinde değilse, internet sitesi kurma yükümlülüğü olmayacak.”
TÜSİAD: Kayıt dışı ekonomi ile mücadele adına reform
“10 sene öncesi bilançosuna baktığımız zaman dünyanın en hızlı büyüyen ekonomilerinden biri haline geldik” diyen Boyner, şöyle devam etti:
“Belki bunun da ön açıcı rolü karşısında aslında ekonomimizdeki yapısal sorunlar daha belirgin biçimde ortaya çıkmaya başladı. Kaldı ki 2008 krizinden bu yana dünyanın gelişmiş ekonomilerinin bile tekrar mikro ölçekte sanayi politikalarına odaklandığını görüyoruz.
Bu aşamada Türkiye ekonomisinin de uzun ve başarılı bir büyüme ivmesine girmesini sağlayan makro reform sürecinin mikro reformlarla desteklenmesi ihtiyacı burada öne çıktı.”
Boyner, “Ülkemizin güçlü ekonomiler içerisinde yerini almasını, ancak mevcut ve gelecek yıllardaki iş gücü potansiyelini de göz önüne alarak, yüksek istihdam artışını üretkenlik temelli bir sürdürülebilir bir büyüme ile birleştiren politikalarla gerçekleştirebiliriz” dedi.
Yeni Türk Ticaret Kanunu’nun her aşamasını takip ettiklerini vurgulayan Boyner, şöyle devam etti:
“Yeni TTK’ya verdiğimiz desteği bu vesileyle hatırlatmak istiyorum. Yeni kanun şirketlerimizin şeffaflaşması, hesap verebilir bir hale gelmesi ve özellikle Türkiye’nin önemli sorunlarından biri olan kayıt dışı ekonomi ile mücadele adına reform niteliği taşıdığına inanıyorum.
Biz TTK’nın sadece içeriği ile ilgili sınırlı bir görevi olmadığına inanıyoruz. Bugün Cumhuriyet döneminde medeni kanunun değişikliğinden sonra en önemli yapısal geçişi sağlayacak düzenlemelerden birine gidiyoruz. Genel ilkelerde problem olduğu algısı, piyasaya ekonomisi ve kurumsallaşmaya zarar vereceği için değişiklik önerilerinin son derece sınırlı ve odaklı tutulması gerekiyor diye düşünüyorum.”
Kamu denetiminde başarılı olmanın yolunun demokrasinin değişim sürecine paralel bir yaklaşımı benimsemekten geçtiğini dile getiren Boyner, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ancak sivil toplum örgütlerinin kurumsal kararların alınmasında, seçilmişlerle birlikte rol almasıyla temsili demokrasiden katılımcı demokrasiye geçebiliriz. Kamu yönetiminin toplumu sürekli ileriye taşıyacak bir idari kapasiteye sahip olması, pek çok unsuru aynı anda gözeten kapsamlı bir kamu yönetimi programının geliştirmesini gerekli kılar. Kamu yönetiminde insan kaynağının mümkün olan azami seviyede tutulması ve kalitenin arttırılması, kamu hizmetlerinde kalitenin başlıca unsurlarındandır.”
Kızılot: Tüm belgeleri saklayın
Kızılot, Şubat ayında kabul edilen ve 1 Temmuz 2012’de yürürlüğe giren Türk Ticaret Kanunu’nun avantaj ve dezavantajlarını anlattı.
1956 yılından bu yana kullanılan ticaret kanununun yüzde 45’lik kısmında sadece bazı isim ve maddelerinin değiştirildiğini belirten Kızılot, toplam 1535 kanunun hepsinin değişmediğini söyledi. Kızılot, çok önemli değişiklikler, şirketlerin yapması gereken çok sayıda işlem, ciddi para cezaları ve hapis cezaları olduğuna dikkat çekti.
Kızılot, geçmiş borçların 3 yıl içerisinde ödenmesi gerektiğini ve ortaklardan birinin şirket hesabından borç para çekmesi halinde 730 güne kadar adli para cezası verileceğini anlattı. Alınan borç paranın ödenmemesi halinde 300 ila 730 gün arası hapis cezası öngörüldüğünü kaydeden Şükrü Kızılot, bu cezaların hakim karşına çıkmadan doğrudan hapis cezasının verildiğini açıkladı.
Yasanın 1 Temmuz’da başladığını hatırlatan Şükrü Kızılot, üç ay içerisinde yapılmaması halinde hem para, hem de hapis cezası olduğunu anlattı. Yasanın ticari sırların korunması açısından olumsuz olduğunu ve bunun Bankacılık Kanunu ve Vergi Usulü Kanunu ile çeliştiğini sözlerine ekleyen Şükrü Kızılot, şöyle konuştu:
“Yeni Türk Ticaret Kanunu ile Bankacılık Kanunu ve Vergi Usulü Kanunu çelişiyor. Bankacılık Kanunu ’Müşterilerin sırlarını açıklamak yasak, müşterinin sırını açıklarsan 1-3 yıl hapis cezası 5 bin gün adli para cezası verilir. Bu nedenle müşterilerin parasını açıklama’ diyor. Vergi Usulu Kanunu’nun 5’inci maddesi de ’Vergi mükelleflerinin bilançosunu, beyannamesini ve bankadaki parasını açıklama, açıklarsan 3 yıla kadar hapis cezası yersin’ diyor. Yeni Türk Ticaret Kanunu bunların açıklanmasını açıklanmaması halinde hapis cezasını öngörüyor. Bu durumda hapis kesin. İki kanuna göre açıklarsan hapis, üçüncüsüne göre açıklamasan hapis.”
TESK’ten yeni TTK’ya eleştiri
AMPD: Üyeler bilgilendiriliyor
Alışveriş Merkezleri ve Perakendeciler Derneği(AMPD)’de Yeni Türk Ticaret Kanunu ile ilgili eğitimler, workshoplar ve toplantılar yapıyor.
AMPD’ye göre yasa, “ticari işletme ve ticaret şirketleri” açısından, özellikle “çağdaş açılımlara ve reformcu yaklaşımlara” yer veriyor.
Yeni TTK, iş ve ekonomi dünyasına radikal değişiklikler getirerek, hızlı bir dönüşüm içindeki Türk işletmelerini geleceğe hazırlayarak, kurumsal yönetim ilkeleri doğrultusunda şeffaf bir yönetim tarzını düzenleyerek, Türk işletmelerinin dünya ekonomisine entegre olmasında önemli rol oynuyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder