PAZARLAMA ve SATIŞ TERİMLERİ SÖZLÜĞÜ
ABC Analizi (ABC analysis): Ürün gruplarını bir kârlılık ölçüsüne
göre sıralayan ve gruplayan bir analizdir. Hangi ürünlerin devamlı stoklarda
bulundurulması, hangi ürünlerin stoklarının tükenmesine zaman zaman izin
verilmesi ve hangi ürünlerin stoklardan çıkarılması gerektiğini belirlemek
amacıyla kullanılır.
Acenta
(Agent - Broker):
Üretici ile tüketiciyi bir araya getiren bir aracı (kişi veya kuruluş).
Alacak
hesapları (Accounts receivables): Malların kredili satışı nedeniyle perakendecinin almayı
beklediği paranın miktarı.
Atmosferik
(Atmospherics): Mimari,
ışıklandırma ve yerleşim gibi dikkat çeken ve satışları uyaran faktörler -
mağaza içi dekor.
Bağlı talep
(Derived demand): Bir
başka nedene bağımlı olarak değişen talep. Endüstri mallarının talebi o
sektörün ürettiği tüketici mallarının talebine bağlıdır.
Başabaş
noktası (Breakeven point):
Toplam gelirlerin toplam giderlere eşit olduğu satış miktarı. Bu miktardan daha
fazla satış kârlılık sağlayacaktır.
Başabaş
noktası analizi (Breakeven analysis): Farklı satış düzeylerinde kârlılığı belirlemek için toplam
gelirlerle toplam maliyetler arasındaki ilişkiyi değerlendiren bir teknik.
Başabaş
rekabet: Sektördeki bir
rakip firmanın lidere meydan okuduğu, onun yerini almayı hedeflediği strateji.
Benchmark
(Benchmark) : Bir
perakende işletmenin kendi performansını benzer bir strateji uygulayan bir
başka perakendeci ile kıyaslayarak değerlendirmesi.
Birleşme
(merger, aquaisition):
Genellikle büyük bir firmanın daha küçük bir firmayı satınalması, ele geçirmesi
ile sonuçlanan finansal stratejidir.
Birlikte
markalama (co-branding):
Tek bir ürün üzerinde imalat yapan iki firmanın iki markasının biraraya
getirilerek tek bir ürün markası olarak sunulması
Bölgesel
pazarlama (Regional marketing): Belirli bir bölgenin insanlarının özel zevklerine, ihtiyaçlarına
ve ilgi alanlarına odaklanarak satış yapmayı amaçlayan pazarlama anlayışı.
Büyüme
aşaması (Growth Stage):
Ürünün yaşam evrelerinden satışların arttığı dönem.
Cam tavan
(Glass Ceiling):
Azınlıkların ve kadınların belirli bir düzeyden daha yukarı terfi etmelerini
güçleştiren görünmez engel.
Cari
aktifler (Current assets):
Nakit veya normal koşullarda bir yıl içinde nakde dönüştürülebilecek maddi
varlıklar.
Cari borçlar
(Current liabilities):
Bir yıldan daha kısa bir sürede ödenmesi beklenen borçlar.
Cari oran
(Current ratio): Cari
aktiflerin cari borçlara bölünmesidir. Firmanın cari borçlarını cari
aktifleriyle ödeyebilme gücünü gösterir.
Çalışan
indirimi (Employee discount): Çoğu perakende işletmenin çalışanlarına perakende fiyattan
yaptıkları iskonto.
Çalışan
verimliliği (Employee productivity): Çalışanların aktiviteleri sonucu elde edilen çıktı. Bunun bir
ölçüsü çalışan başına satışlar olabilir.
Çapa dükkân
(Anchor store): Bir
yerel alışveriş merkezinde bulunan ve müşteriler için bir çekim (cazibe)
merkezi görevini yapan büyük, iyi bilinen bir perakende işletmesi.
Çapraz satış
(Cross selling): Bir
bölümün veya departmanın satıcısının müşterilerine diğer departmanlardan
tamamlayıcı ürünler de satmaya çalışmasıdır.
Çekme
stratejisi (Pull strategy):
Nihai tüketicilere yönelik olarak yapılan ve onları perakendecilerden ürünleri
istemeye cesaretlendiren tanıtım, tutundurma, reklâm ve benzeri etkinlikleri
içeren strateji
Dağıtım
kanalı (Distribution channel) : 1-Üreticilerle ürünlerin kullanıcıları arasındaki bağlantıyı
sağlamak için gerekli bütün aktiviteleri yerine getiren birimlerin bir network
oluşturacak şekilde organize olması. 2- Ürünü hedef pazara
taşıyan ve böylelikle satınalmaya uygun hale getiren bir pazarlama karması
bileşeni.
Dağıtım
yoğunluğu (Distribution intensity): Belirli bir kategoriyi stoklarında bulunduran perakendecilerin
sayısı.
Damping
(Dumping): Bir ürünü
maliyetinin altında veya iç piyasada geçerli olan fiyatın altında fiyatlandırma
uygulaması.
Dayanıklı
mallar (Durable goods) :
Uzunca bir süre kullanım ömrü olan mallar.
Dayanıksız
mallar (Non durable goods) : Kısa bir süre içinde bir ya da birkaç kullanımda tüketilen
mallar.
Değer
(Value): Algılanan faydaların
fiyata oranı.
Değer
analizi (Value analysis): Satınalma
ya da imalat maliyetini azaltmak amacıyla bir ürünün tasarımını, kalitesini
veya performans gerekliliklerini sistematik olarak değerlendirmektir.
Değer
fiyatlama (value pricing): Ürünün
değerinin rakip ürünlerin değerinden daha fazla olmasını sağlayacak bir fiyat
belirleme. Ürünün yararlarını ve hizmeti artırırken eş anlı olarak fiyatları
aşağıya çekme uygulaması
Değişken
maliyet (variable cost): Üretilen
veya satılan ürünün miktarıyla doğrudan bağlantılı olarak değişen firma
harcamalarıdır.
Distribütör
(Distributor):
Endüstriyel pazarlarda çalışan, bir ürünün promosyonel desteklerle ve çeşitli
hizmetlerle toptan satışını yapan aracı.
Doğrudan
pazarlama (Direct marketing): 1- Herhangi bir aracının olmadığı dağıtım kanalı. 2- Doğrudan
satış, doğrudan postalama, telemarketing ve benzeri yöntemlerle tüketiciden
sipariş alma yöntemi.
Doğrudan
satış (Direct selling) :
Bir satış temsilcisinin müşterilere bir ürünle ilgili kişisel sunuş ve demo
yapması.
Dönüştürme
fonksiyonu (Transactional function): Dağıtım kanalının tedariklediği mallar üzerinde yer, zaman,
miktar, çeşit ve mülkiyet faydalarının kazandırılmasına hizmet eden
faaliyetlerin tümüdür.
Düşey
Çatışma (Vertical conflict): Bir pazarlama kanalında farklı düzeyler arasındaki
anlaşmazlıklardır.
Düşey
pazarlama sistemi (Vertical marketing systems): Dağıtım kanalı boyunca maliyet
tasarrufları sağlamak ve en yüksek düzeyde etki yaratmak amacıyla tasarlanan,
merkezi olarak koordine edilen ve profesyonelce yönetilen pazarlama kanalları
sistemidir.
Ekonomik
sipariş miktarı (Economic order quantity): Sipariş vermenin ve elde stok bulundurmanın toplam
maliyetini en düşük (minimum) düzeyde gerçekleştiren sipariş miktarıdır.
Elektronik
data değişimi (EDI): Perakendeci
ve tedarikçi arasında karşılıklı iş evraklarının, belgelerin elektronik ortamda
(bilgisayarlarla) değişimi.
Erken
benimseyenler (Early adopters): Kendi sosyal konumlarında yeniliklere öncülük eden ve diğer
insanlar için bilgi – tecrübe kaynağı olan insanlardır.
Esnek
fiyatlandırma (Elastic pricing): Müşterilerin satış fiyatları üzerinde pazarlık yapmasına izin
veren bir fiyatlandırma stratejisi.
Esnek talep
(Elastic demand):
Fiyatlardaki belirli bir oranda düşüşün talep edilen miktarda çok daha büyük
oranda bir artışa yol açtığı ve dolayısıyla satış gelirlerini önemli oranda
artırdığı durumlar
Etik
(Ethic): Evrensel ahlak
anlayışına ve yükümlülüklerine dayalı olarak ortaya konulan ve bir kişinin
nasıl davranması gerektiğini gösteren iş yapma kuralları veya sistemi.
Fabrika
outlet (Factory outlet):
Bir üreticinin sahip olduğu düşük fiyatla satış yapılan perakende satış birimi.
Fikir
liderleri (Opinion leaders): Belirli bir konu hakkında bilgiye ve uzmanlığa sahip olduğu
kabul edilen ve fikirleri, tutumları, tercihleri ve eylemleri başkalarını
etkileyen kişiler.
Finanslama
Fonksiyonu (finance function): Bu fonksiyon, dağıtım kanalı boyunca ödeme ilişkilerinin
düzenlenmesiyle ilgilidir.
Farklılaştırma
(Diversification):
Henüz hizmet götürülmemiş bir pazar dilimine yönelik olarak tümüyle yeni bir
perakende formatının geliştirilmesini içeren bir stratejik yatırım fırsatı.
Fiyat
(Price): Bir ürünün,
hizmetin ya da fikrin satın alınması ya da kullanılması karşılığında talep
edilen para veya benzeri değerler
Fiyat
farklılaştırma (Price discrimination): Bir tedarikçinin aynı ürünü farklı müşterilere farklı
fiyatlarla satış yapmasıdır. Yasal ve etik bir davranış değildir. Genellikle
müşteri rantını almayı amaçlamaktadır.
Fiyat sabitleme (Price fixing): Bir
ürün için perakende satış fiyatlarını ortak belirleme konusunda bir dağıtım
kanalının üyeleri arasında varılan (gizli) anlaşmadır. Yasal ve etik olmayan
bir uygulamadır.
Fiziki
dağıtım fonksiyonu (Physical distribution function): Dağıtım kanalının kendisinden beklenen
görevlerini yerine getirebilmesi için malların fizik olarak üretim
noktalarından tüketim noktalarına kadar akışını gerçekleştirmesidir.
Fiziksel
dağıtım sistemi (Physical distribution system): Bir şirketin sipariş işleme, ürünlerin
yükleme-boşaltması, stoklara kaydedilmesi, depolama ve nakliye fonksiyonlarının
bileşimi ve ürünlerin imalatçıdan tüketiciye ulaştırıldığı araçlar topluluğu.
Focus grup
mülakatı (Focus group interview)Az sayıda insanın oluşturduğu bir grubun bir moderatörün açık
uçlu sorularına verdiği cevaplarla gerçekleştirilen bir pazarlama araştırması
tekniğidir.
Franchising
(Franchising):
Sözleşmeye dayalı bir dağıtım sistemi. Ana firmanın kendi pazarlama planına
bağlı olarak kendi markasıyla satış yapması için bir ücret karşılığında iş
yapma haklarını vermesi.
Garanti
(Guarantee, Warranty) :
Bir ürünün kendisinden beklenenleri kabul edilebilir bir süre yerine
getireceğine söz verme.
Geribildirim
(Feedback): Bir kişinin
kendisine gönderilen mesaja tepkisi, iletişim sürecinin başarısını sağlayan
ayrılmaz bir parçasıdır.
Geri dönen
sipariş (Back order):
Tedarikçinin aldığı siparişin zamanında karşılayamadığı ve sözkonusu ürünler
imalat, ithalat vb. yollardan temin edildiğinde en kısa sürede teslim etmeyi
istediği kısmı.
Gerileme
dönemi (Decline stage): Ürünlerin
yaşam evrelerinden, satışın ve kârlılığın düşüş gösterdiği dördüncü ve sonuncu
dönemdir.
Geriye doğru
bütünleşme (Backward integration) : Bir perakendecinin kendi tedarikçilerinin bir kısmına veya
tümüne sahip olması anlamına gelen dikey bütünleşme türü.
Giriş
aşaması (Introduction stage): Ürünün yaşam evrelerinden ilki ve yeni bir ürünün pazara
sunulduğu dönemdir. Bu dönemde satışların artış hızı yavaş, kârlar düşüktür.
Giriş engeli
(Entry barrier) :
Perakende pazarında yeni firmaların pazara girmelerini zorlaştıran koşullar.
Gizli
müşteri (Mystery shopper):
Müşteri memnuniyetini, satış standartlarını ve hizmet anlayışını denetlemek
amacıyla çoğunlukla bağımsız kuruluşlar veya danışmanlar tarafından yürütülen
bir değerlendirme ve iyileştirme çalışmasıdır
Gondol
(Gondola) : Sırt sırta
raflarla oluşturulmuş, ortada bir ada gibi konumlandırılmış self servis
tezgâhı.
Halkla
İlişkiler (Public relations): Bünye içi ve dışı menfaat gruplarından oluşan çevrenin, firma,
marka, ürün veya kişiyle “barışını” sağlamaya ve geleceğini iyileştirmeye
(yatırım yönlü) dönüktür.
Hatırlatıcı
reklâm (Reminder advertisements): Bir ürünle ilgili olarak önceden verilen bilgileri ve
eğitimleri pekiştirme yoluyla hatırlatma ve isimleri zihinlere yerleştirme
çabasıdır.
Hedef Pazar
(Target market) : Bir
perakende işletmesinin kendi perakende karması için hedeflediği müşteri grubu.
Hırsızlık
(Shoplifting): Bir
alışveriş yerinden müşteri veya müşteri gibi davranan kişi tarafından malın
çalınması eylemi.
Hipermarket
(Hypermarket): Büyük
bir toptancı binasına benzer bir yerde indirim mağazasını ve süpermarket gıda
perakendecisini birleştiren ve düşük fiyatla satış yapılan çok büyük ölçekli
perakende alışveriş mağazasıdır.
Hizmet
(Services): Müşterilere
hizmetler sunan perakende kuruluşları, banka, hastane, doktor, eğlence yerleri,
okullar gibi, elle tutulamayan, gözle görülemeyen ürünler.
Hizmet
perakendecisi (Service retailer): Nihai müşterilere mallardan çok hizmetler satan perakendeci
işletme.
İleri doğru
bütünleşme (Forward integration): Bir şirketin imalat ve dağıtım zincirinde müşteriye doğru olan
birimleri elde ederek gerçekleştirdiği dikey büyüme türü.
İlişki
pazarlaması (Relations marketing): Mevcut müşteriler arasında bağlılığı yaratmak ve sürdürmek amacıyla
tasarlanan pazarlama çabalarıdır.
İndirim
mağazası (Discount store): Çok
çeşitli malları indirimli fiyatlarla satan ve yalnızca sınırlı hizmet veren
perakende mağaza.
İskonto
(Discount): Satıcının
liste fiyatından yaptığı indirim, fiyat ayarlama türü. Belirli bir miktarda,
yılın belli zamanında satın almaya ya da peşin ödemeye teşvik etmenin bir yolu.
İtiraz
(Objection): Bir
müşteri adayının bir satınalma kararını vermeye direnç göstermesidir.
İtme
stratejisi (Push strategy):
Dağıtım kanalı üyelerine, aracı kurumlara yönelik olarak yapılan ve onları
ürünleri sipariş ederek stoklamaya cesaretlendiren tanıtım, tutundurma,
indirim, prim vb. etkinlikleri içeren stratejidir.
Jenerik ürün
(Generic product) :
Yalnızca genel ürün sınıfı ile isimlendirilen ürünler.
Kalite
(Quality): Bir ürünün
müşterinin ihtiyaçlarını tatmin etme yeteneğini etkileyen karakteristik
özellikleri, Ürünün müşteri beklentilerini karşılama derecesi
Kapatma
(Closing): Satın alma
sürecinde bir müşteri adayından satın alma kararının ve sözünün alındığı an.
Satışın gerçekleştirilmesi.
Kapsam
(Coverage): Bir
perakendecinin hedef pazarında bulunan ve belirli bir medya kanalında verilen
reklâmın ulaşabileceği potansiyel müşterilerin teorik sayısı.
Kâr
(Profit): Bir
işletmenin bir ürünü ya da hizmeti üretmek ve satmak için üstlendiği risklerin
karşılığında elde ettiği ödüldür. Toplam masrafların toplam gelirlerden
çıkarılmasından sonra kalan kısımdır.
Karşılaştırmalı
reklâm (Comperative advertisements): Bir markanın rakiplerine göre güçlü yönlerini öne çıkaran
reklâmdır.
Katalogdan
perakende satış (Catalog retailer): Müşterilerle posta ile doğrudan iletişim kuran ve dükkânı /
mağazası olmayan perakende satış türü.
Kategori
(Category): Müşterinin
birbirlerinin yerine geçebilir olarak gördüğü ürünlerin çeşitlemesi.
Kategori
katili (Category Killer):
Bir kategorideki ürün çeşitlerinin tümünü bir arada satan ve böylece müşteri
açısından elektronik eşya, büro malzemeleri, kırtasiye gibi belirli bir
kategoriye hâkim olan ucuz fiyatlı perakendeci.
Kategori -
Yaşam döngüsü (Category life cycle): Bir ürün kategorisinin zaman içindeki satış seyrinin
değişmesidir.
Kiraz
toplama (Cherry picking) :
Bir dükkâna gelen ve yalnızca çok büyük iskonto ile satılan ürünü satın alan
müşteriler.
Kişisel
satış (Personal selling):
Şirketin satış temsilcisi ile müşteri arasında yüzyüze iletişimi içeren satış
artırıcı çabanın boyutu.
Kitle
pazarlama (Mass marketing):
Bir temel ürünü, müşteri kategorileri ve ihtiyaçları ayırımı gözetmeksizin
büyük miktarlarda pazara sunma stratejisi.
Kolayda
mallar (Convenience goods):
Sıklıkla ve kolaylıkla satın alınan ucuz tüketim malları.
Komisyon
(Commission):
Satışların belirli bir yüzdesi gibi sabit bir formüle bağlanmış ücretlendirme.
Konsinye
mallar (Consignment goods):
Perakendecinin satıncaya kadar tedarikçiye ödeme yapmadığı, nihai satış
yapılıncaya kadar üzerine almadığı mallardır. Satılmadığında tedarikçisine iade
edilir.
Konserve
sunuş (Canned presentation): Bütün müşteri adaylarına hiçbir değişiklik yapmadan söylenen ezberlenmiş,
standart satış mesajı.
Konumlandırma
(Positioning):
Müşterinin aklında ürünün veya perakendecinin rakiplerine kıyaslayabileceği ve
üstün olarak algılanacağı bir imaj yaratmak için bir tanıtım, tutundurma ve
satış geliştirme programının tasarlanması ve uygulanmasıdır.
Kooperatif
reklâm (Cooperative advertising): Bir tedarikçi tarafından kendi ürünlerinin promosyonunun
maliyetinin tümünü veya bir kısmını karşılamayı kabul ederek yürütülen tanıtım
programıdır.
Kooperatif
satınalım (Cooperative buying): Bir grup bağımsız perakendecinin tek bir satıcıdan büyük
miktarlarda toplu satın alım için birlikte çalışmasıdır.
Kota
(Quota): Uluslararası
pazarlamada bir ürünün ülkeye girmesine ya da ülkeden çıkmasına getirilen
miktar kısıtlamasıdır.
Kredi
(Credit) : Perakendeci,
toptancı, banka, finansman kurumu veya diğer kuruluşlar tarafından bir
müşterinin kullanımına, tahsis edilmiş bulunan para. Müşteriye ödeme için vade
tanıma, açık hesap
Kupon
(Coupon): Mağazadan
satınalımlarda belirli ürünlerin fiyatında indirim sağlayan basılı kâğıt.
Kurumsal
reklâm (Institutional advertising): Bir organizasyonun imajını ve felsefesini tanıtan, benimseten
reklâm.
Kültür
(Culture): Bir toplumun
üyelerinin çoğunluğu tarafından paylaşılan inanç ve değerler sistemi.
Liste fiyatı
(List price): Bir
katalogda yazılan ya da bir satış elemanı tarafından şirketin resmi ve nihai
satış fiyatı olarak ifade edilen fiyat.
Lojistik
fonksiyonlar (Logistic functions): Çeşitli ürünleri bir araya getirmek, onları depolamak, onları
gruplandırarak küçük birimler halinde müşterilere sunmak ve perakende raflarına
yerleştirmek.
Mal (Goods): Fiziksel, kimyasal, estetik,
sosyo-psikolojik vb. özellikler taşıyan bir pazarlama bileşenidir.
Maliyete
dayalı yöntem (Cost oriented method): Malin maliyetine sabit bir yüzde ekleyerek perakende satış
fiyatını belirleme yöntemidir. Maliyet artı fiyatlandırma olarak da bilinir.
Marka
(Brand, Trade Mark) :
1- Bir mal veya hizmetin kimliğidir. 2- Bir malı diğerinden (rakiplerinden)
ayırmakta, malın yararlarını ve kalitesini sembolize edebilmekte,
hatırlanmasına katkıda bulunabilmektedir.
3- Bir mal veya
hizmeti bütün diğer benzerlerinden ayıran, farklı olarak tanımlayan isim,
resim, terim veya semboller.
Marka
bağımlılığı (Brand loyalty): Belirli bir ürünün aynı markasını bir müşterinin tutarlı bir
şekilde satın almayı sürdürmesi.
Marka
genişletme (Brand extension): Mevcut bir marka ismini yeni bir ürün için kullanmak.
Marka imajı
(Brand image): Markanın
genel algılanması. Marka hakkındaki bilgilerden ve geçmiş deneyimlerden oluşan
markanın genel görünümünü ifade eden inançlar dizisi.
Marka ismi
(Brand name): Bir
markanın sözlü olarak ifade edilebilen kısmı.
Marka
işareti (Brand mark) :
Bir markanın sözel olarak ifade edilemeyen kısmı.
Marka Yöneticisi (Brand manager):
Firmanın mal veya hizmet stratejisinde yaratıcılığı, liderliği, raf-vitrin ve
pazar bölümlerinin her birindeki egemenliğini sağlamak ve yönetimindeki
markanın tutundurma stratejisini oluşturmakla görevlidir.
Merchandising
(Merchandising): Hangi
ürünlerin ya da ürün hatlarının perakende işletmede bulundurulacağına ilişkin
kararlar bütünüdür.
Mevsimlik
indirim (Seasonal discount): Düşük talep dönemlerinde gündeme getirilen fiyat indirimidir.
Mevsimlik
mal (Seasonal goods) :
Satışları yılın içinde bulunulan dönemine bağlı olarak büyük dalgalanmalar
gösteren mallar.
Miktar
iskontosu (Quantitiy discount): Büyük sipariş miktarlarında birim fiyatlarda yapılan
indirimdir.
Moda
(Fashion) : Tipik
olarak bir veya birkaç sezon boyunca satılan ticari mal kategorisidir. Satışlar
bir sezondan diğerine çok büyük değişimler gösterebilir.
Müşteri
bağlılığı (Customer loyalty) : Müşterinin belirli bir mağazadan satınalma konusunda gösterdiği
sadakat.
Müşteri
hizmeti (Customer service):
Alışveriş yaptıkları, satınaldıkları mallara değer katma amacıyla müşteriye
sunulan bir dizi perakende satış aktivitesi.
Müşteri
hizmetleri bölümü (Customer service department): Bir perakende işletmede müşteri
başvurularını ve şikâyetlerini ele alan ve cevaplayan bölüm.
Müşteri
iadeleri (Customer returns): Müşterilerin hasarlı, kusurlu olması veya uygun olmaması
nedeniyle geri getirdikleri malların miktarıdır.
Müşteri
satınalma süreci (Customer buying process): Bir müşterinin bir mal veya hizmet satınalırken
geçirdiği aşamalardır. Bunlar; ihtiyacın hissedilmesi, bilgi araştırma,
alternatiflerin değerlendirilmesi, seçim, satınalma ve satınalma sonrası
değerlendirmedir.
Müzakere
(Negotiation): İki veya
daha fazla taraf arasında bir sonuca varmak için sürdürülen görüşme, pazarlık
süreci.
Nakit iskontosu
(Cash discount):
Müşterilere nakit ve peşin ödemeleri karşılığında daha düşük fiyat uygulamak.
Net fatura
fiyatı (Net invoice price):
Faturanın net değeri veya bütün iskontolar çıktıktan sonra toplam fatura
tutarı.
Net kâr (Net
profit): Bir firmanın genel
performansının bir ölçüsüdür. Bir dönemdeki satış gelirlerinden masrafların ve
zararların çıkarılmasıyla hesaplanır.
Net satışlar
(Net sales): İade
edilen ürünlerin bedellerinin tamamı ödendikten sonra satıcının elinde geriye
kalan satış kazançlarının toplamı.
Niş
pazarlama (Niche marketing): Pazarlama karmasının unsurlarını tek bir pazar segmentini ele
geçirmek için özel olarak bir araya getirmek.
Olgunluk
aşaması (Maturity stage):
Ürünün yaşam evrelerinden ürün satışlarındaki artışın durduğu, kararlı kaldığı
ve giderek azalmaya başladığı dönem.
Oligopol
(Oligopoly): Az sayıda
büyük firmanın pazarın çok büyük bir kısmını kontrol ettiği rekabetçi pazar
yapısı
Operasyonel
planlama (Operational planning): İş birimleri için genellikle bir yıl ya da daha kısa bir
dönemdeki hedeflerini ve stratejilerini oluşturma.
Oportünist
(fırsatçı) planlama (Opportunist pricing): Rakiplerden daha düşük fiyat belirleyerek müşteri çekme
girişimidir.
Organizasyon
pazarlama (Organization marketing): Üyeleri, bağış verenleri, katılımcıları ve gönüllüleri belirli
bir organizasyona çekmek amacıyla tasarlanan ve uygulanan, kâr amacı gütmeyen
reklam.
Outlet
mağaza (Outlet store):
Bir imalatçıya ya da büyük mağazalar zincirine bağlı olan ve düşük fiyatlarla
satış yapan perakende mağazası.
Outlet
merkezi (Outlet center):
Sezon dışı veya ihracat (kota) fazlası ürünlerin indirimli fiyatlarla satıldığı
büyük zincir mağazaların ve imalatçıların kendi dükkânlarının bir arada
bulundukları alışveriş merkezi.
Outsourcing
(Outsourcing): Daha
önce çalışanlar tarafından şirket içinde yürütülen faaliyetlerin etkinlik, hız,
kalite, maliyet gibi nedenlerle dışarıdaki daha küçük işletmelere sözleşmeyle
aktarılmasıdır.
Ödeme
hesapları (Accounts payable): Stokta bulunan mallar nedeniyle tedarikçilere borçlu olunan
paranın miktarı.
Ölçek
ekonomisi (Scale economy) :
Bir perakendecinin büyüklüğünden ve iş hacminden dolayı elde ettiği maliyet
avantajları.
Ön sipariş
(Advance order):
İstenen sevkiyat zamanından çok daha öncesinde verilmiş sipariş. Gerçek
satınalma sezonundan önce verilen ön sipariş satıcının işlerinin durgun olduğu
sezonda ana kazanç sağladığı için daha düşük fiyat avantajı yaratır.
Özellikli
ürünler (Speciality goods): Bir müşterinin bulmak ve satın almak için özel çaba harcamasını
gerektiren ürünlerdir.
Özellikli
ürün mağazaları (Speciality store): Sınırlı sayıda ve genellikle birbirini tamamlayıcı nitelikte
ürün kategorileri üzerinde yoğunlaşan ve üst düzeyde hizmet sunan mağazalardır.
Özel
markalama (Private branding): Toptancı veya perakendeci firmanın adı altında satılmak üzere
üretilen ürünlerdir.
Pazar
(Market): Belirli bir
ürünü ya da hizmeti satın alma arzusuna ve gücüne sahip kişiler ve kurumlar.
Pazar
geliştirme stratejileri (Market growth strategies): Mevcut ürünleri yeni müşterilere
satarak büyümeyi amaçlayan stratejiler.
Pazar
(piyasa) fiyatı (Market price): Müşteri tarafından gerçekte ödenen fiyattır.
Pazar payı
(Market share): Bir
organizasyonun ürünlerinin satışının aynı ya da benzer ürünlerin tüm satışına
oranlanması - (yüzde değer olarak ifadesi).
Pazar
potansiyeli (Market potential): İncelenen pazarda beklenen toplam talep. Belirli bir dönemde,
belirli bir düzeyde pazarlama aktivitesi ile belirli bir segmentte müşterilerin
satın alabileceği toplam ürün miktarı.
Pazar testi
(Market test): Bir
ürünün deneme amaçlı olarak sınırlı sayıda pazara sürülmesi.
Pazara nüfuz
etme stratejileri (Penatration strategies) : Bir organizasyonun mevcut ürünlerinin daha fazlasını
mevcut müşterilere satarak büyümeyi amaçlayan stratejiler.
Pazarlama
karması (Marketing mix):
Pazarlama yöneticisinin kontrolünde olan ve hedef pazardan arzulanan tepkiyi
elde etme amacıyla kullanılan pazarlama değişkenleri. Ürün, fiyat, yer ve
tutundurma dörtlüsünü içeren stratejilerin birleşimidir.
Pazarlama planı
(Marketing plan):
Belirli bir hedef pazara ulaşmak için tasarlanan belirli bir strateji.
Pazarlama
verimliliği (Marketing productivity) : Pazarlama performansının yapılan tüm maliyetlere oranlanması.
Perakendeci
(Retailer): Nihai
tüketicilere satış yapan aracı kişi ya da kuruluş.
Periyodik
yeniden sipariş sistemi (Periodic reorderin systems): Stokları gözden geçirme ve eksikleri
sipariş verme dönemlerinin sabit kaldığı, fakat sipariş miktarlarının
değişebildiği bir stok yönetim sistemi.
Prestij
fiyatlandırma (Prestige pricing): Müşterilerin çok düşük olduğunu düşündükleri fiyatlarda satılan
malları ve hizmetleri satınalmayacakları varsayımına dayanan bir fiyatlandırma
sistemi.
Proaktif
strateji (Proactive strategy): Bir ürün geliştirmek için uygun fırsatları araştırmak amacıyla
büyük kaynakların ayrıldığı iddialı yenilik stratejisidir.
Promosyon
(Promotion): Bir
perakendecinin mağazası veya perakende karması hakkında müşterilerini
bilgilendirmek ve satınalmaya özendirmek için yaptığı aktiviteler.
Psikolojik
fiyatlandırma (Psychological pricing): Bir fiyatın müşteriye daha çekici gelmesi için uygulanan bazı
taktiklerdir.
Psikolojik
ihtiyaçlar (Psychological needs): Müşterilerin satınalmaktan, alışveriş yapmaktan veya bir ürüne
sahip olmaktan sağladıkları kişisel tatmin duygusu ile bağlantılı ihtiyaçlar.
Psikografik
bölümlendirme (Psychographic segmentation): Tüketicilerin yaşam tarzı kategorilerine, aktivitelerine,
ilgi alanlarına ve fikirlerine dayalı olarak yapılan pazar bölümlendirmesidir.
Referans grup
(Reference group): Bir
kişinin kendi inançlarını, duygularını ve davranışlarını karşılaştırma amacıyla
esas aldığı bir veya daha fazla sayıda insan.
Rekabet
analizi (Competition Analysis): Rakiplerin kendi stratejilerini başarılı bir şekilde uygulamak
için izleyecekleri yolu, yöntemleri ve yetenekleri incelemek.
Rekabetçi
davranış (Competitive rivalry): Rakiplerin eylemlerine verilen tepkilerin sıklığı ve yoğunluğu.
Rekabetçi
reklâm (Competitive advertisements): Belirli bir markanın özelliklerini ve üstünlüklerini öne
çıkararak tanıtan ve rekabetçi üstünlük sağlamayı amaçlayan reklamlardır.
Rekabetçi
üstünlük (Competitive advantage): Rakiplere göre özgün bir güç sağlayan ve kalite, tasarım,
maliyet, zaman gibi bir boyutta üstünlük sağlayan farklılıktır.
Rekabete
yönelik fiyatlandırma (Competitive oriented pricing): Bir perakendecinin fiyatları
belirlerken maliyet-talep gibi faktörleri değil rakiplerin fiyatlarını gösterge
olarak kullandığı bir fiyatlandırma yöntemi.
Reklâm
(Advertisement, Commercial): Bu sinerjiyle, tüketici ve müşterileri bir markadan haberdar
etmek, bilgi vermek, psikolojik kabul yaratmak suretiyle, olması gerekeni ona
vermek ve satış noktalarına çekip davranışsal kabul yaratılmasına ikna edip,
markayı hatırlatıp, marka bağlılığı yaratarak, alışkanlıklarını değiştirerek,
parasının değerine uygun yarar sağlayacağına inandırarak, hayat tarzına
uygunluğuna ikna ederek katkıda bulunabilmektedir.
Reklâm
(Advertising): Belirli
bir hedef kitlenin üyelerini bilgilendirmek veya ikna etmek amacıyla mesaj
içeriğinde tanımlanan organizasyonlar tarafından çeşitli medyanın
kullanılmasıyla bir bedel karşılığında yürütülen kişisel nitelikte olmayan
iletişim türüdür.
Reklâm
ajansı (Advertising agency): Başka organizasyonlar için reklam kampanyalarının planlanması
ve hazırlanması işini yürüten bir firma.
Reklâm
Kampanyası (Advertising Campaign): Reklam planının hazırlanması ve bütçelenmesi, üretimi,
uygulanma ve denetimidir.
Reklâm
Bütçesi (Advertising budget): Belirlenen amaç ve hedefleri gerçekleştirebilmek için gerekli
olan kaynakların tümüdür.
Reklam
Ortamı (Advertising media):
TV, sinema, radyo, gazete, dergi, postalama, duran (billboard, pano) ve gezici
vb. reklam vasıtalarıdır.
Reklam
Üretimi (Advertising production): Reklam öğelerini (başlık, metin, görüntü, slogan, logo)
düzenleme (layout), film senaryosunu hazırlama ve çekme, seslendirme vb.dir.
Sabit
giderler (Fixed costs):
Belirli bir zaman diliminde satış hacmi ne olursa olsun değişmeyen harcamalar.
Sabit
varlıklar (Fixed assets):
Nakde çevrilmesi bir yıldan daha uzun süre gerektiren varlıklar.
Satıcının
pazarlık gücü (Bargaining power of vendors): Belirli sayıda satıcının belirli bir pazarda satılan
malları kontrol edebilme derecesi.
Satınalma
davranışı (Buying behaviour): Müşterilerin bir mal veya hizmet satınalırken yerine
getirdikleri aktiviteler.
Satınalma
gücü (Purchasing power):
Bir müşterinin satınalımlarda bulunabilmesi için sahip olduğu finansal
kaynaklar.
Satınalma
koşulları (Terms of purchase): Satıcıyla yapılan bir satınalma anlaşmasında söz konusu
olabilecek indirimler, taşıma maliyetleri vb. koşullardır.
Satınalma
süreci (Buying process):
müşterilerin mal veya hizmet satınalımlarında geçirdikleri aşamaların tümü.
Satış alanı
(Selling space):
Ürünlerin sergilenmesi, satış personeli ile müşteriler arasındaki etkileşimin
gerçekleşmesi ve ürünün etkili sunumu için ayrılan alan.
Satış
analizi (Sales Analysis): Şirketin
tüm satış verilerinin biraraya getirilmesi, sınıflandırılması,
karşılaştırılması ve üzerinde çalışılmasıdır.
Satış
koşulları (Term of sale):
Müşterilerle yapılan bir satış sözleşmesindeki değişiklik için ek ödemeler,
teslimat, satış sonrası ve geri alma politikası ve benzeri koşullardır.
Satış kotası
(Sales quota): Satış
çabalarını yönetmek ve satışçıları için kullanılan satış hedefi.
Satış
maliyeti (Sales costs):
Bir şirket tarafından bir hesap dönemi içinde satılan malları üretmek veya elde
etmek için yapılan toplam maliyet.
Satış planı
(Sales plan): Satış
amaçlarının ve stratejilerinin biçimsel olarak ifadesidir.
Satış
promosyonları (Sales promotion): Belirli bir zamanda bir mağazayı ziyaret etmesi ve/veya
alışveriş yapması için tüketicilere ek değerler ve özendiriciler teklif eden ve
belirli bir bedel karşılığında yaptırılan kişisel olmayan iletişim
aktiviteleri.
Satış süreci
(Sales process):
Müşterinin satınalma kararını kolaylaştırmak için satış elemanının yerine
getirdiği bir dizi etkinlik.
Satış
verimliliği (sales productivity): Tipik olarak saatlik veya günlük satışlar olarak ölçülen satış
elemanının etkinliği.
Satışçı
(Salesman - salesperson):
Muhtemel müşterileri ve onların ihtiyaçlarını araştıran, firmanın satış
politika ve prosedürlerine uygun olarak ürün ya da hizmetleri sunan, müşteriyi
ikna eden, itiraz ve endişeleri ile başeden ve onu satın alma kararını vermesine
yardımcı olan profesyonel iş insanıdır.
Self servis
perakendeci (Self service retailer): En düşük düzeyde müşteri hizmeti veren perakendecidir.
Soğuk tarama
(Cold canvassing) : Bir
müşteri adayını telefon rehberinden veya diğer kaynaklardan belirleyip
telefonla üzerine gitmek.
Sosyal çevre
(Social environment):
Demografik anlamda ve değerleri ile bir organizasyonun mevcut ve potansiyel
müşterileri.
Sosyal sınıf
(Social class): Benzer
gelir düzeyi, refah, beceri ve güce sahip insanların oluşturduğu grup.
Sosyal
sorumluluk (Social responsibility): Bir organizasyonun kendi karar ve eylemlerinden topluma karşı
yükümlülüklerini kabullenmesi.
Stok
bulundurma birimi (Stok keeping unit): Stok kayıtlarını izlemeyi haklı gösterebilecek renk, biçim,
büyüklük vb. özelliğe bağlı en küçük ürün grubu.
Stratejik
ortaklık (Strategic partnership-alliances): Tarafların her iki tarafın da kârlılığını artırmak
amacıyla anlamlı ve büyük yatırımlar yaptıkları uzun dönemli ilişki.
Stratejik
pazarlama (Strategic marketing): Belirli stratejileri kullanarak yürütülen pazarlama çabaları.
Stratejik
pazarlama planlaması (Strategic marketing planning): 1- Pazarlama amaçlarının ve
stratejilerinin geliştirilmesi. 2- Pazarlama kaynaklarını (fiziki,
beşeri ve mali), belirli bir gelecek süreye dönük olarak, pazarlama amaç ve
hedefleri doğrultusunda pazarlama fırsatlarına tahsisini öngören bilinçli ve
örgütsel bir karar ve seçim sürecidir.
Sunum
(Presentation): Satış
mesajının müşteriye iletilmesidir. Müşteri ihtiyaçlarının belirlenmesinden
sonra satıcının müşteriyi bilgilendirmek ve ikna etmek için sözel ve görsel
olarak yaptığı iletişim çabasıdır.
Survey
(Survey) : Bir anket
formunun kullanılması, yüzyüze görüşme, telefon, posta veya bunlardan birkaçı
ile sürdürülen bir veri toplama yöntemidir.
Sürdürülebilir
rekabetçi üstünlük (sustainable competitive advantage): Bir perakendeci işletmenin rakiplerine
kıyasla sahip olduğu ve oldukça uzun bir zaman süresince koruyabileceği
belirgin yetkinlik.
SWOT analizi
(SWOT Analysis): Bir
organizasyonun güçlü ve zayıf yönlerinin ve karşılaştığı fırsatların ve
tehlikelerin sistematik değerlendirilmesi. KEFE:
Kuvvetli-Eksik-Fırsatlar-Engeller
Tahmin
(Forecast): Belirli bir
dönemde satışların ulaşacağı düzey hakkında sistematik ve bilimsel yöntemler kullanarak
öngörüde bulunmak
Talep
(Demand): Bir ürünün
belirli bir fiyatla, satılabilecek toplam miktarı. Ürün veya hizmete yönelik
satın alma isteği
Tam rekabet
(Pure competition): Çok
sayıda satıcının benzer ürünlerle birbirleriyle rekabet ettiği piyasa.
Tatmin
(Satisfaction): Bir
mağazanın hizmetinin veya ürününün müşteri beklentilerini ne derece karşıladığı
veya aştığı konusunda satış / tüketim sonrası değerlendirme.
Tedarikçi
(Vendor): Bir
perakendecinin müşterilerine sattığı malları temin ettiği üretici veya toptancı
firma.
Tek fiyat
perakendeci (One-price retailer): Bütün ürünleri tek sabit bir fiyatla satışa sunan dükkan.
Tek fiyat
politikası (One-price policy): Belirli bir dönemde bütün müşterilerin belirli bir mal için
aynı fiyatı ödemesine yönelik fiyatlandırma politikasıdır.
Telemarketing
(Telemarketing): Bir
ürünü veya hizmeti potansiyel müşterilere telefon ederek, anlatarak ve sipariş
isteyerek satma süreci.
Ticari
rüşvet (Commercial bribery): Bir tedarikçinin satınalma kararını etkilemek amacıyla, alıcıya
para veya hediye teklif etmesi.
Toplama
(Collecting): Toplama
fonksiyonu bir dağıtım kanalının, ilgili müşteri kesiminin ihtiyaçlarına
seslenen mal ve hizmetlerin belirlenmesini, ilgili kaynaklardan bunların temin
edilmesini ifade eder. Bu sırada dağıtım kanalının taşıma, depolama ve
bilgi-haber işleme gibi fiziki dağıtım faaliyetlerinde bulunması da
gerekebilir.
Toptancı
(Wholesaler): Ürünlerin
büyük miktarlarda satınalınmasını, depolanmasını ve fiziksel anlamda taşımasını
gerçekleştiren ve daha küçük miktarlarda perakendeciler veya endüstriyel
kullanıcılara yeniden satan bir ticaret kuruluşudur.
Tutundurma
Faaliyeti (Promotional activity): Bir markaya karşı psikolojik ve davranışsal kabul yaratabilme ve
bunun sonucu, o markaya karşı pozitif bir imaj geliştirip marka bağımlılığını
sağlayarak, hatırlatarak, onun yayılmasını da temin edebilmektedir.
Tutundurma
(Promotion): Pazarlama
kanalının üyelerine, potansiyel müşteri ve tüketicilere ve kamuya dönük olarak
yürütülen reklâm, kişisel satış, satış özendirme faaliyeti, tanıtma, ilan veya
duyuru, tüketici ilişkileri ve halkla ilişkiler faaliyetleridir.
Tüketici
(Consumer): Mal veya
hizmetleri kendisi ve/veya ailesi için satın alan kişi.
Tüketici
davranışı (Consumer behaviour): İçsel ve dışsal güçlerin insanların alışveriş etkinliklerini
etkileme biçimi.
Tüketici
hareketi (Consumerism): Bireyleri
tüketici olarak sahip oldukları haklarını tehlikeye atacak uygulamalardan
korumak amacıyla tasarlanmış ve hükümetler, işletmeler, sivil toplum
kuruluşları ve benzeri bağımsız organizasyonlar tarafından yürütülen
etkinliklerdir.
Tüketici
kabul süreci (Consumer acceptence process): Yeniliğin (ihtiyacın) farkına varma, bilgi edinme,
değerleme, deneme (mümkünse) kabul veya red safhasıdır.
Tüketici
promosyonu (Consumer promotion): Bir mal veya hizmetin tüketicilerine yönelik satış artırıcı
çabalar ve çekiciliği artırıcı etkinlikler
Tüketim
ürünleri (Consumer goods):
Nihai tüketiciye satılan mallar ve hizmetler.
Uluslar
arası pazarlama (International marketing): Ürünlerini ülke dışına satmayı amaçlayan pazarlama
stratejilerini geliştirme ve bunların farklı ülkelerdeki uygulamalarını
bütünleştirme süreci.
Uyarlanmış
satış (Adaptive selling):
Satış davranışlarının müşteri ve satınalma durumu ile ilgili bilgiye bağlı
olarak değiştirildiği bir kişisel satış yaklaşımı.
Uyumlu
fiyatlandırma (Adaptive pricing): Büyük pazar paylarına sahip rakipler tarafından yapılan fiyat
değişikliğine cevap vermek amacıyla uygulanan fiyatlandırma taktiği.
Ürün
(Product) : Satışa
sunulan ve müşterinin satın aldığı (malların, hizmetlerin veya fikirlerin)
özellikleri ve maddi ve manevi faydalarının tümü.
Ürün
geliştirme stratejileri (Product development strategies): Mevcut müşterilere sunmak üzere yeni
ürünler geliştirmeye dayalı büyüme stratejileri.
Ürün hatları
(Product lines): Aynı
türde ihtiyacı karşılaması, birlikte kullanılması, aynı müşteri grubuna
satılması, aynı dağıtım kanalını kullanması veya belirli bir fiyat aralığında
bulunması nedeniyle birbirleriyle yakın ilişkili kabul edilen ürün grubudur.
Ürün karması
(Product mix): Bir
firma tarafından pazara sunulan ürün hatlarının sayısıdır.
Ürün müdürü
(Product manager):
Belirli bir ürünün pazara sunulmasına kadar geçen evrelerdeki aktiviteleri ve
çalışanları yöneten kişi.
Ürün reklâmı
(Product advertising):
Hedef kitlenin üyelerini reklâm verenin ürünlerine yöneltmeyi amaçlayan reklâm.
Ürün yaşam
evreleri (Product life cycle): Bir ürünün satış ve kârlılık tarihçesinde gözlemlenen ve dört
dönemden oluşan yaşam süreci (giriş, gelişme, olgunluk ve gerileme).
X kuşağı (X
Generation): 1965–1976
yılları arasında doğmuş ve bir kuşak olarak ortak davranışlar ve yaşam
beklentileri sergileyen insanlar.
Yaşam tarzı
(Life style): Bireysel
müşterilerin veya ailelerin (hane halkının) yaşama, paralarını ve zamanlarını
harcama tarzları, katıldıkları aktiviteler, içinde yaşadıkları dünya hakkındaki
fikirleri, tutumları.
Yaşam tarzı
perakendeciliği (Life style retailing): Müşterilerin yaşama tarzlarına dayalı olarak geliştirilen
perakende formatı.
Yaşlanma: Bir malın stokta bulunduğu sürenin
uzunluğu.
Yenilik
(Innovation) : Fiziksel,
işlevsel özellikleri daha önce bilinmeyen, ekonomik değeri olan bir ürün ya da
hizmeti ortaya çıkarma süreci
Yeni ürün
(New product):
Pazarlamayı yapan şirket için herhangi bir şekilde yenilik ifade eden ürün.
Yeniden
sipariş noktası (Reorder point): Yeni siparişin verilmesini gerektirdiği kabul edilen stok
düzeyi.
Y kuşağı (Y
Generation): 1977–1998
yılları arasında doğmuş ve bir kuşak olarak ortak davranışlar ve yaşam beklentileri
sergileyen insanlar.
Yoğunluk –
yığılma (Congestion): İnsanların
ya da araçların sayısının belirli bir yerde sıkışıklık oluşturacak düzeyde
artması.
Yuppies: Şehirli genç profesyoneller.
Zaman
serileri analizi (Time series analysis): Gelecekteki durumu tahmin etmek için geçmişteki verileri
kullanan istatistiksel yöntem.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder